14 Kasım 2013 Perşembe

Yağmur Sonrası....


II. Dünya Savaşının tam ortasında yaşanan yasak aşk ve işlenen korkunç bir cinayet...

Umut tükenmiş gibi görünse de ikinci şans her zaman vardır... Ya yoksa?
Anne Calloway ne kadar çabalasa da yetmiş yıldır peşinden gelen anıları bir türlü aklından silemiyordur. Bora Bora Adasından adına gelen gizemli bir mektup ise adeta kapanan yarasını yeniden açar. 
1942 yazında, II. Dünya Savaşının en hararetli zamanında Bora Bora Adasında görev almak için orduya hemşire olarak katılan Anne, genç, güzel ve nişanlı bir kadındır. Ancak orada hiç hesap etmediği bir durumla karşılaşır. Aşk… Kalbini tutkuyla dolduran, yakışıklı asker Westry Greene karşı koyamaz. Kısa sürede aşkları, adadaki amber çiçekleri gibi filizlenirken, sazdan çatısı olan bir bungalovun altında gizli bir dünyayı paylaşırlar. Ta ki bir gece tüyler ürperten bir cinayete şahit olana kadar... Savaş rüzgârıyla ayrı yerlere savrulan çift, bir daha asla bir araya gelemez. Peki Anne, onca sene sonra çıkagelen bu mektubun izinden gidip taşıdığı vicdan azabını sonlandırabilecek midir? 
Ya siz, araya zaman, mekân, kişiler girse de gerçek aşkın peşinden gitmeye cesaret edebilir misiniz?



Kitap, Anne'ye gelen bir mektupla, torunu Jennifer'a kendi hikayesini anlatmasıyla başlar.
Anne Calloway güzel bir hayat ve onu seven bir adama sahiptir. Gerard ile evlenme kararı alırlar ama Gerard'a aşkla bağlı olduğundan emin değildir. Erkeklerin 2. Dünya Savaşı'na gönderilirken  Gerard'ın savaşa gitmeyeceğini öğrenmesiyle herşeyi sorgulamaya başlar. İçinden bir ses bunların yanlış olduğunu söyler. Nişan gecesi arkadaşı Kitty'e uyar ve hemşirelik yapmak için  II. Dünya Savaşı'nın gerçekleştiği Bora Bora Adası'na gider.
Herkesi herşeyi değiştiren ada Anne, Kitty ve birçok insanın da hayatını değiştirir.
Adaya gittiklerinde Anne, yakışıklı asker Westry Green'e kendini kaptırır ve bu arada  Kitty'nin nasıl birisi olduğunu ve onu nasıl değiştiğini görmeye başlar.
Westry ile birlikte sahilde bir bungalov keşfeden Anne, bungalovu tamir etmeye karar verir ve bu bungalov artık onların buluşma yeridir. Görüşemedikleri zaman bungalova gelip birbirlerine mektup bırakırlar. Sonradan  bu eve adım atan herkes ömür boyu kalp acısı çekeceklerine dair lanetli olduklarını öğrenseler de inanmazlar ama lanet çok geçmeden ortaya çıkıverir.
İki sevgili evde otururken sahilde korkunç bir cinayete tanık oluyor. Adanın en güzel kızı boğazından kesiliyor. Westry'nin verdiği kararla bu cinayeti kimseye söylememeye karar verirler. Ama laneti kaldırmanın yolu adalettir, bunun için de Anne'nin bunu söylemesi gerekir.
Aylar sonra Anne'nin görevi biter eve döner, Westry ise farklı bir savaşa gider. Çok geçmeden Anne'ye adadaki yakın arkadaşlarından birinden kötü bir haber gelir. Westry kötü bir şekilde yaralanmıştır. Yanına gittiğinde ise en yakın hatta adaya birlikte gitmeye karar verdiği arkadaşı Kitty'i sevdiğiyle birlikte görür.
Geri dönen Anne, Gerard ile evlenir ve çocuklarıyla torunlarıyla mutlu bira hayat başlar.
Taki mektup gelene kadar...
Torunuyla birlikte Bora Bora Adası'na gidip anılarını tazeleyen Anne, bungalovda Westry'den ona bırakılan bir günlük bulur. Yıllar önce işlenmiş bir cinayet vardır ve onun tanıklarından birisi de odur. Cinayetin yıllar sonra karşısına çıkması Anne'yi şaşırtır ve adaleti sağlamak için  bu duruma bir son vermek ister.Cinayete aydınlatacak olan emaneti yıllar sonra koyduğu yerden bulup teslim ederek  ada'dan ayrılır.
Torunu Westry hayatta olduğunu öğrenir ve yıllar sonra Anne ile Westry'i buluşturur.

Ardından Westry başımı nazikçe ellerinin arasına aldı. " Bir dahaki sefere uzaklaştığımı düşündüğünde, buraya gel. Bungalova gel ve sana olan aşkımı hisset." (sayfa160)









2 yorum:

RuYaYLa dedi ki...

Ahhh böyle bittiğine gerçekten sevindim... Bir solukta bitti kuzum kitap :)

Unknown dedi ki...

Tam bir film gibi bir solukta okundu ve bitti. Bittiğine üzüldüm gercekten. Ama mutlu son...