27 Ekim 2013 Pazar

Sabah uykusu kadar sevebileceği biri lazım insana...



Sabah uykusu kadar sevebileceği biri lazım insana. Sen gibi, senin gibi, biraz da sana benzeyen.

Sohbet havasında,  kadın-erkek ilişkilerine yaşanılanlar kısa kısa başlıklar altında okuyucuyu kendine bağlayan kitapta, aşk, sevgi, hayal kırıklığı, ayrılık, aşk acısı, sitem.. yani aşka ve hayata dair güzel ve anlamlı sözler var.  Her insanın aşkı yaşayış biçimi başkayken yazar kendi yaşadıklarından yola çıkarak mizahi bidille anlattığı kitap o kadar güzel ki, resmen ruhunuza dokunuyor, hayatınıza bir şeyler katıyor. Her okuduğunuz yerde kendinizden bir şeyler buluyorsun.



Kitaptan;

Sabahlar Sana Benzer
Çok uzundu yol, koştum durmadım. Aldırmadım yağmura…
İyi değildim belki ayıpladı herkes beni. Ayıp mıydı sev­mek diye düşünmedim, o an senden başka hiçbir şeyi düşünme­dim. Aklımda seni kaybetmek vardı. Bir insanın sabah uykusu kadar sevdiği birini kaybetmesi. îşte alışılabilir bir şey değil bu. Senin bir daha olmayacağını söylediler, inanmadım. İnanmak en zoru işte. Ben hiç kaybetmemişim bu hayatta ve bunu bugün se­ninle öğrendim. Sensizlikle öğrendim.
Her sabah attığım “Günaydın sabah uykum bugün nasılsın?” mesajlarının bir yeri yok artık. Son attığım mesajda iletilmedi zaten. Bundan daha büyük bir çaresizlik biliyor musun sen? Te­lefonunu kapatmışlar haberin bile yok. Gittiğin yerleri bilmiyor­sun oysa sen bilmediğin bir sokağa bile girsen korkardın. Şim­di sahi ne yaparım ben sensiz. Kime atarım o mesajları? Adını söylemediğim günlerde kime sığınırım, kimin kokusunu çekerim içime?
Arkanda ne çok soru bıraktın. Beni ne çok sensiz bıraktın. Bi­liyorum zor kabullenmek sensizliği, biliyorum yoksun artık ve bu her şeyin üzerinde bir yokluk. Dönüşü olmayan, gidişine sular dökmek istemediğim bir yokluk. Bende çok fazla cümlen kaldı. Sana söylesem ne güzel olurdu dediğim yüzlerce yazı var. Okuma­dım hiçbirini sana, hiç haberin olmadı belki de ne kadar sevildi­ğinden. Ben seni çok harfli sevdim, bütün harfleri senin yüzünden sevdim.
İnsan izin vermek istemiyor gidişlere. Çok kere söyledim «seni bırakmayacağım» diye. Belki günlerce gecelerce bağırdım. Hiç şarkı dinlemedim, bir şeyler seni hatırlatsın istemedim. Ben ne öğ­rendim biliyor musun? İnsan hiç unutmadığı birini hatırlayamazmış. Ben bugünde seni hatırlamadım. Senin benim benliğimde hatırlanmak gibi bir lüksün yok. Unutamıyorum. Elini tutsam hiç bırakmasam faydası olur muydu? Ne yapayım ben? Ne yapayım sen söyle.Ben bittim ama ben bittim.

Altını çizdiğim cümleler...

Topuklu ayakkabı mı yoksa ben mi?
Bir kadını zorlayan bir soru olabilir.
"Çikolata mı ben mi?" sorusu kadar olmasa da zorlar.
Sizler topuklu ayakkabısı ayaklarını vuran kadınlarsınız.
Topuklarınızın altında kağıt mendiller var.
Bazılarının gözyaşlarını silen mendiller işte, yabancı değiller
O mendiller hep canınızın yandığı yerlerde..
Çok adisiniz pembe rujlar, çekici kılıyosunuz dudakları

“Hani derler ya; “adam gibi”, işte adamın gibisi olmaz. Ya adamdır ya değildir. O yüzden bir kızın sevgilisi olması hayatında bir adam olduğu anlamına gelmez. Belki hayatına giren sadece “gibi”dir.”

Gitmek her şeyin içine karışır ve illa ki gidersin. Arkanda bıraktığın cümlelerdir önemli olan yoksa herkes gider...

''Bilmediğim bir yolda hiç dinlemediğim bir şarkı olup, karşıma çıkar mısın?

Elbette zamanla insanın duyguları değişebilir ama asıl yetenek her geçen gün karşındaki insanı bir kez daha sevebilmek için bulduğun bahaneler, insanın ilişkiyi duyduğu saygı tam olarak da budur zaten. Bugün seni seviyorum yarında bir neden bulur severim. 

Gözüne bakmadığın bir insan sana ne kadar yakın olabilir ki...

Sahip olduğunda daha çok korkar insan,kaybedeceği birşeyleri vardır artık ve eksildiğinde parçalardan biri gider. 
çok değil bazen bir kaç cümle yeter insana; "seni seviyorum" gibi "özledim" gibi.
Ve hayat birine ait olmaktan çok sahip olduğunuzda ciddiye alınır. Sahip olmak sorumluluk ister ama ait olmak insanın kendinden kaçışıdır.
Beni severken kimi unutmaya çalışıyordun.
Mesela telefonlarını kapatıyorsun. Bu bir inanış biçimi ışte, bir vazgeçiş, bir küfür belkide.

Yatmadan önce bir bardak soğuk şu iç, benim üstüme...

Ben, senin doğrundum sevgili. Ötekiler gelip geçerdi.  Sen doğru olanı değil, geçerli olanı seçtin.

''Fincanlarımız ayrı, kalplerimiz bir olsun ve biz birbirimizi sabah uykumuz kadar çok sevelim.'

Kimse birlikteyken ya bir gün biterse ne yaparım gibi hesaplar peşine düşmez.Bu hesapların peşine düşmek sevgilin varken sevgili aramak gibidir.Bunu çok nadir insanlar yapabilir, onursuzlar...''

Aşk öyle bir şey ki; binlerce ağır kelime ile gidemiyorsun ama bir lafı ile kapısına koşuyorsun.

Gitmen gerektiğini hissettiğinde,sakın kalma.

Ben senden ayrılırım da; sesimi özlersin diye kalıyorum. Ben senden ayrılırım da; şarkılar hatırlatır diye korkuyorum.

"Hoşgeldin dememeli insan kalbin her evet dediğine."

Bir kıza üzerinde ne var diye değil de, kalbinde ne var diye sormak lazım.

“Ne bütün zorluklar seni buldu ne mutluluklar başkasının oldu . Sadece her şeyin bir zamanı var”

"Ben seni, önüm arkam, sağım solum gibi sevdim. Ne yana baksam sendin.”

''Bir şeyin asıl değerini kaybettiğinde anlarsın.
Dünyanın en salak insanı olsan yine anlarsın.
Kaybetmek de öyle bir şey.'' 

“Git radyonu aç ve onu sevmeye devam et, zamanı gelince vazgeçersin.

Herkes iyi niyetli değildir, bazıları mutsuz olmanı ister.

''Hayat deyip geçemiyorum, herkes biraz sevilmek ve sevmek ister. Birilerinin farkında olmak ister. Birileri için vazgeçilmez olmak ister. İnsan, hayalleri ve sevebildiği kadar insandır.''

Ben her eylül seni beklerim,sen bir eylül çık gel.

Bugün beni kendinde kaybedebileceğin kadar çok sev, bugün hiç gitmeyecekmiş gibi gel karış bana, bugün ellerimi ellerine ör çünkü sen gelmezsen bana hep dün. Sayende güngörmez, el örmez oldum.





Hayat radyo gibidir, karşına yeni insanlar çıkarır ve hepsini sevemezsin.

''Bazen vazgeçmek en güzelidir. Bir yerlerde duracağına uzağında dursun.'

Sarılmak isteyip sarılamadığın anlar olmuştur. İstemek her şeyin başlangıcıdır, hiçbir zaman başlamayacak şeylerin bile...

“Biraz umursamaz olmak lazım. Bayağı umursamaz olmak lazım. Hem senden değerli ne var ki? Umursadığın kadar yıpranıyorsun. Değer verdiğin kadar kazık yiyorsun.”

“Olur ya gün gelir kesişir yollarımız, Belki bir çay içecek zamanımız bile olur. İnsanlar sarılıyor yollarda ve sarılamayan yalnızlığıyla barışmış ya da barışmak için bayramları bekleyen bir dünya insan var hala… Belki o gün yine aynı yerden bakarız denize, Belki yine sana olan sevgimi martıların kanatlarına yüklerim. Belki ben gün gelir seni yeniden özlerim. Düşün işte bu en özlememiş halim.Bu en sensiz halim…”

Çok yağmur yağsın ve şemsiyeni evde unutmuş ol. Üstelik sığınacak bir yerin olmasın, sırılsıklam ol, aşktan ıslanamadın bari yağmurdan ıslan.kuru gitme bu dünyadan. çünkü ıslanmadıktan sonra boşuna yaşıyorsun.

Sevmek istersen buradayım. Orası neresi diye sorma. Burası, senden gidemediğim yer..

Unutur muyum seni ? Ne gerek var ki unutmaya..

Ben seni bana getirdiklerinle sevdim. Her gelişin mutluluk olamazdı, ben gelişindeki acıyı da sevdim ama sen benim acım mısın ? Değilsin, olamazsın. Ben senden gelen acıları sahiplenmedim, sadece sevdim. Kalmanı istemem, acını da al git, özletme.

İşin özü güvenebildiğin kadar seversin ama sevdiğin kadar güvenemezsin.

''Neden ağladığının önemi yok ki. Senin ağlayabilecek kadar güzel bir kalbin var.'' 

Tamam, kız vücudu tasarım olarak çok estetik, ilgi çekici ve elbette güzel ancak aşkı bunlardan yola çıkarak adlandırmaya kalkan adamın sonu hüsran olur. Sen bir kızın gülüşünü sevmelisin mesela... Senden başkasına öyle gülmemeli. Bilmelisin ki o kız senin için gülüyor. İlla göğüslerini sevmek zorunda değilsin, saçlarını sev, gülüşüyle sana attığı tokatları sev. Salağa yatışlarını, kalp atışlarını sev. Bir gece uyurken soyadını bırak, yanına küçük bir not ekle ama “Burada sana çok yakışacağını düşündüğüm bir şey var” yazsın o notta... Zaten bir kıza verebileceğin en güzel hediye soyadındır. Bir de çikolata, waffle, kestane şekeri, künefe... Bir de.

''Bizi bizden başkası mutlu edemezdi ve yine bizi bizden başkası bitiremezdi.'

”Bende fırtınalar koparken sende olmayan rüzgarlar, neden?”

Bana söz ver ve kendine iyi bak demiyorum.
Kendine söz ver ve bana iyi bak...

Öyle yetenekliyim ki, senden giderken bile senle kalıyorum.

 Yalnız olmanın en güzel yanı da terk edecek kimsen olmaması.

Açık sözlü olduğunuzda kaybettiğiniz her şey, aslında kazandığınız bir değerdir ve çoğu insan değersizliği seçtiğinden açık sözlü olamaz.

Ben anlam veremiyorum yani neden bittiğine değil madem bitecekti neden bu kadar hevesli başladık? Ben ikimizdeki bu hevese anlam veremiyorum. Ne oldu bize bilmiyorum ama iyi şeyler olmadığını çok iyi biliyorum. Ya çok yanlış zamanda karşılaştık ya da hiç karşılaşmaması gereken iki insandık. Biz neydik bilmiyorum. Sevgili desem değil, aşık desem değil bildiğin rastlantıydık işte ondan öte gidemedik.

“Gel” dediğinde tüm kalbini açmalısın ona, “Git” dediğinde acaba “Kal” der mi diye düşünmemeli bile… Her gelişin bir gi­dişi var ve insan ihtiyacı olan her şeyi kullanmalı. Gözyaşı varsa dökmeli, zaten dökmeyeceksek neden var? İyi hissediyorsan bırak kendini gökyüzünden aşağı, bırak kimse tutmasın

İnsan binlerce hayattan geçer ama birinde kaybolur. İşte o gün başka bir hayata karışamaz. Birinde kaybolmak böyle bir şey ve her insanın çıkmaz bir sokağa ihtiyacı var. Kalbinin yollan bu­lamadığı sokaklara.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

gerçekten beni anlatıyosunuz gerçekten çok güzel yazıyosunuz en kısa zamanda alıp okuyacağım kitabınızı

sevdigimsin dedi ki...

Günaydın Mesajları Şiirler